Rahatsız olmak, hastalanmak anlamına da gelir. Bir konuda ki beyanın farklı söyleminde de kinaye olarak kullanılır.
Ama iş ülke, devlet, millet ise rahatsız olmak kafa yapısı ile alakalıdır.
Seçilmek size ülkenin değerlerine küfür etme yetkisi vermez.
Bu ülkede, Mustafa Kemal Atatürk'den, Recep Tayyip Erdoğan'dan, Türk Bayrağından ve İstiklal Marşından rahatsız olanlar şerefsizin önde gidenidir.
Bu ülkenin birliğinden rahatsız olanlar,
Ülkenin demokrasisi sayesinde seçilenler, makamlarına oturunca bayrağından rahatsız oluyorlar.
İstiklal marşından rahatsız oluyorlar.
Ülkenin kurucusundan rahatsız oluyorlar.
En son DEM Partili yöneticiler Diyarbakır Sur Belediyesi makamına geldiklerinde Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğraflarını işaret edip "Kaldırın bu kebrağların (p.zevenklerin) fotoğraflarını" diyerek küfür ettiler!
Daha önce ise Mardin Büyükşehir Belediye Meclisinde Türk Bayrağımız kaldırılmış, Diyarbakır BB MECLİSİNDE İSE iSTİKLAL MARŞIMIZIN OKUNMAMASINA OY BİRLİĞİ İLE KARAR VERİLMİŞTİ.
İşte bunlar.
Rahatsız.
Hastalıklı kafa yapısına sahip olanlar.
Ülkenin milli değerlerine yine bu ülkenin kanunları ile seçme ve seçilme hakkına sahip olanlar hastalıklı insan rolünü kendilerine biçerek ''hariçten gazel okuyorlar''.
Bu insanlar unutmamalıdır ki; Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Biz bu toprak için ölmeyi göze almışız.
Bayrağıma, ezanıma, toprağıma ve bu ülkenin değerlerine hareket edenler şunu bilsinler ki, makamları verenler almasını bildiği gibi konu istiklal ve istikbal olduğunda da ölmesini bilen 90 milyon TÜRK evladı hazır ve vardır.
Kendilerine hak etmediği kadar güvenen ve ben yaptıysam doğrusur mantığı ile hareket edenlerin sonu elbet yakındır.
Son söz; Her öttüğünde güneşin doğduğunu zanneden horozun akıbeti kasap hayrinin dükkanı olur.
Bugünlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.