Duruyor bazen aklımız. Dünyamız devam ederken geriye hiç bakmadan yaşıyor ve hayret edilecek durumlarla karşılaşıyoruz değil mi?
İnsanoğlu çok çabuk unutuyor…
Eski arşivlerden ses ve görüntü kayıtlarına bakıp bazı şeyleri tekrar etmek gerekiyor. Aklımda olan konular; herkes bir biri ile bağlantılı, herkes bir birini çok iyi biliyor.
Ve herkes suçlu ama suçunu da saklamıyor.
Karmaşık düzen içerisinde devam eden hayatlara ellerimiz ile oy verip başımızın tacı yapıyoruz.
Örnek mi?
15 Temmuz hain darbe kalkışmasında nedense Ekrem İmamoğlu Belçika’da idi. Oradan “Sulh” şifreli mesaj veriyordu. Dilek İmamoğlu da darbeye destek vermekten geri kalmıyordu… Milyonlarca lira ihale verdiği danışmanı feto belediye imamı çıktı… Zaman gazetesi, Fatih üniversitesi, STV.
Bir 5 yıl yetmedi, İstanbul’u bir 5 yıl daha verdik…
İki gün önce ise; Fenerbahçenin şampiyonluğu vardı. Sultanlar ligi voleybol sezonu. Ekrem İmamoğlu ve eşi de protokol tribününde idi. Biraz geçmişe dönelim; Samanyolu TV’de futbol yorumculuğu yapan, şike kumpasında Fenerbahçe’ye yapılan operasyonu olumlu bulan, YDK Başkanı Uğur Dündar’a hediye ettiği kitapla tüm Fenerbahçe camiasını aşağılayan, FB Başkanı Ali Koç’a sarfettiği sözlerle hakaret eden, 31 Mart seçim öncesi dışında her defasında karşımıza bordo-mavi kravatla dikilen Ekrem İmamoğlu’na Fenerbahçe üzerinden bu kadar kredi verilmesi onur kırıcı…
İmamoğlu’nun Fenerbahçe müsabakalarında defalarca alkışlatılması, siyasetten şikayet eden bir klübün davranış şekli olmamalıydı…
Ekrem İmamoğlu sahte olmayı çok iyi beceriyor, fakat Dilek İmamoğlu üzüntüsünü gizleyememiş…
Ne diyelim, kimin eli kimin cebinde. Kim kiminle nasıl yürüyor.
Durum böyle olunca da ortaya karışık duygular çıkmıyor mu?
Ne dersiniz?
Bugünlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.