Kayseri Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı Abdulkadir Güneş, son gelen zamlardan sonra piyasanın dengesinin bozulduğunu ifade ederek ''çiftçimizin girdi maliyetleri çok arttı'' Gübre fabrikaları devletimizin elinde olmalı dedi. Son günlerdeki ayçiçek yağı konusunda ise ''ayçiçek yağında tüketici fiyatları arttırdı dedi.
Abdulkadir Güneş, şöyle devam etti;
ÇİFTÇİMİZİN GİRDİ MALİYETLERİ ÇOK ARTTI
En önemli olan faktörlerden biri de çiftçimizin girdi maliyetleri. Geçen sene üç yüzbin liraya aldığımız üre gübresini şu anda dokuz bin iki yüz liralara düşmüştü. Gene bugün on üç bin beş yüz liralara çıktı. Yani üç bin liralık üre gübresi on üç bin lira oldu. Geçen sene 6 buçuk liraya aldığımız mazotun litresi şu anda 21- 22 lira yani çiftçi 6 buçuk lirayı verirken zorlanmıyordu ama bu gün mazotun litresine 22- 23 lira verirse bu çiftçi nasıl üretecek. Elektrik fiyatları yüzde yüz yirmi beş arttı. Tabi ki elektrik fiyatları sadece konutlarda değil tarımsal sulamada da arttı. Yüzde on Sayın Cumhurbaşkanı’mız tarımsal sulamada KDV indirimi yaptı ama bu yüzde on falan çiftçilere çok yeterli bir destek değil. Biz en azından eğer üreteceksek eğer Türk çiftçi üretecekse, insanların karnını doyuracaksa, ülkemizin dışarıya tarımsal anlamda bir ihtiyacı olmayacaksa, biz ithal etmeyeceksek, bu gübre fiyatlarına, mazot fiyatlarına, elektrik fiyatlarına tarımsal anlamda girdi maliyetlerine, mutlaka bir çözüm bulmamız lazım. Yani Cumhurbaşkanı’mız işte tarımsal seferberlik ilan ediyor. Bizim devletin ön gördüğü destekler ödeniyor. Bu konuda sıkıntı yok ama bu şartlarda bu maliyet artışlarında desteklerin de hiçbir çiftçiye fazla bir katkı sağlamadığını görüyoruz. İşte örneğin biz mazot gübre desteğini 40 lira aldık şimdi ödendi ve hesaplarımıza yattı. Yani 40 lira şu anda 13 lira gübre olursa mazot 20 lira 22 lira olursa bu 40 liranın bizim için bu girdi maliyetlerine fazla bir katkı sağladığını düşünemeyiz. Niye insanlar bugün dönümünde 8 litre mazot kullanıyor. Bir dekara başladığından bitimine kadar 8 litre mazot kullanıyor. 8 litre mazotun maliyeti 160 lira devletin verdiği mazot desteği 20 lira yani 160 liranın 20 lirasını devlet karşılıyor anca. Cumhurbaşkanı’mız tekrardan bir genelge yayınladı 50 lira bir ilave para verecekler. İşte 50 lira da verilirse biraz bize bir can suyu olur.
GIDA ÜRETİMİ SAVUNMA SANAYİİ KADAR ÖNEMLİ
Her zaman şunu diyorum üretim zor. Gıda üretimi dünyada da baya bir sıkıntı yaşanıyor ama Savunma Sanayiİ kadar önemli olduğunu diyebiliriz. Türkiye’deki gıda üretiminin Savunma Sanayi kadar daha önemli hale geldiğini düşünmek lazım. Onun için çiftçilerin üretiminde mutlaka devletimizin yani bu çok aşırı pahalanan gübre fiyatlarına, mazot fiyatlarına elektrik fiyatlarına çiftçiye özel mutlaka bir indirim sağlanması gerekir.
GÜBRE FABRİKALARI DEVLETİN ELİNDE OLMALI
Bu gübre fabrikalarını özelleştirdiler. Gübre fabrikaları tekelleşti devletin elinde olsaydı devlet şimdi bunun yüzde ellisini kendi karşılardı bize verirdi. Ama şu anda gübre fabrikaları kafasına göre indiriyor kafasına göre bindiriyor. Yurtdışından geldiğini de biliyoruz. Pahalı geldiğini de biliyoruz ama çiftçi bunun nerden geldiğini bilmez. Çiftçi ben pahalı alıyorum ben gübre atamıyorum de bunun sonucu da yani 20 kilo atacaksa üst gübresi 10 kilo atar bunun sonucu da verime etki yapar. Kaliteye etki yapar. Rekolte düşer. Türkiye’nin eğer 22 milyon ton buğdaya ihtiyacı varsa eğer 16 milyon ton çıkarsa 6 milyon dışardan gelecek anlamına gelir. Bu 6 milyonu da bedava vermezler bize. Şu anda zaten dışarıdan gelen buğdayın kilogramı 6 buçuk lira 7 liraya geliyor. Bizimki biz 2,8 liraya sattık ürünlerimizi ama şu anda buğday 6-7 lira oldu. Altın oldu buğday. Eğer dışarıdan getirmeyeceksek yerli ve milli çiftçimiz üretecekse mutlaka gübre fiyatlarında, mazot fiyatlarında, elektrik fiyatlarında ve bütün girdilerde bir çeki düzen verilmesi lazım. Biz üretmek istiyoruz şartlar ne olursa olsun. Yani ülkemiz için üretecez kendimiz için üretecez. Yani insanların karnını doyurmak zorundayız.
AYÇİÇEK YAĞINDA TÜKETİCİ FİYATLARI ARTTIRDI
İşte bir tane ayçiçek yağına zam gelecek diye millet birbirini kırdı. Marketlere hücum etti. Halbuki yani o kadara gerek yok. Ben onları kınıyorum. Şiddetle kınıyorum. Kendileri arttırdı. Ayçiçek yağının kilosunun fiyatını tüketiciler arttırdı. Millet gitti 1 tane almadı 5 tane aldı. Marketler de yüz liralık ayçiçek yağını yüz elli lira iki yüz lira yaptılar. Yani buna da gerek yok. Ülkemizde yeteri kadar Ayçiçek yağı vardır olmasa da dışardan gelir üretiriz. Biraz da gıda terörü estirenler var Türkiye’de gıda terörü estirenler var. Bu da ney çiftçinin elinden çıkan malı stok yapıyorlar. Özellikle arpayı, buğdayı, nohudu, mercimeği, fasulyeyi, ayçiçek yağını ucuz alıyorlar pahalı satıyorlar. Çiftçi kazanamıyor arada tefeciler aracılar kazanıyor. Onu da devlet takip etsin. Onları takip etmeye bizim gücümüz yetmez.
ARACILARIN DENETLENMESİ VE ÇÖZÜM GETİRİLMESİ GEREKİR
. Kimin ne kadara aldığını ne kadara sattığını devlet bilir. Ben yedi buçuk liraya nohut sattım muhtahsilim var. Benden aldığı nohudu bir adam yirmi liraya satıyorsa bunu devlet çıkarak. Devlet bunun takibini yapacak. Sayın Cumhurbaşkanı’mıza bundan dolayı baya bir bakanlıklara talimat verdi. Yetki verdi. Ben buna üzülüyorum. Ben yedi buçuk liraya nohut satıyorum, benim vatandaşım 20 liraya nohut alıyor. Benim çiftçim yedi liraya sekiz liraya kuru fasulye satıyor. Vatandaş gidiyor yirmi liraya marketten kuru fasulye alıyor. Benim çiftçim çerezlik ay çekirdeğini 12- 13 liraya kuruyemişçiye satıyor. Kuruyemişçi de bunu 40 liraya satıyor. Yazık günah. Madem biz kazanamıyoruz aracılar kazanıyorsa devletin buna bir çözüm getirmesi gerekir. Çiftçiler bu girdi maliyetlerinin yüksekliğinden muzdarip.
MİLLİ TARIM SEFERBERLİĞİ BAŞLATTIYSAK DEVLET ÇİFTÇİYİ KORUMALI
Yem fiyatları 3 katına çıktı. Geçen yıl 75 lira olan bir yem torba yani hayvan yeminin süt yeminin besi yeminin bir torbası şu anda 250 lira civarlarında. Gerçekten bu şartlarda bu çiftçi bu besici kâr edemez. Kâr edemeyince ne olur ithal getirmek zorunda kalırız. İthal gelen mal bedava gelmiyor. Euro ile dolar ile geliyor. Sonuçta bugün f35 uçak projesini Amerika ile ortak yapmışız bize vermiyor. Paramızla ortak yaptığımız projeyi vermiyor. Yarın etini de vermeyecek sütünü de vermeyecek buğdayını da vermeyecek. O zaman ne olacak burda da üretim olmazsa insanlar sıkıntı yaşar. Eğer üreteceksek eğer hep beraber milli tarım seferberliği başlattıysak devlet çiftçisini koruyacak kollayacak. Gübre gerekirse gübre fabrikası açacak. Zor değil. Yani bu altın madenlerini çalıştıran devlet yani Türkiye’de bu otoyolları yapan bu hastaneleri yapan devlet gübre fabrikalarını da yapar. Yapar yarısını süspanse eder yarısını da çiftçiden alır verir.
UYGUN FAİZLİ KREDİ İMKANIMIZ VAR
. Örneğin işte şimdi Ziraat Bankası devletin, Ziraat Bankası şu anda yüzde 7 ile faiz veriyor çiftçiye yüzde 7 faizle para veriyor. Niye devlet bankası yarısını hazineden karşılıyorlar. Yüzde 14 faizler yarısını hazineden devlet süspanse ediyor yarısını da bizden alıyor. Biz bundan mutluyuz. Mesela tarım kredi devlete bağlı bir çiftçi kuruluşu ama devletin denetiminde. Şu anda sabit fiyat 9 lira ürünümüzü alıyoruz. Hesaplıyorlar sabit fiyat yani 9 lira yüzde 9 para ödüyoruz. Yüz bin liralık alışveriş yaparsan yüz dokuz bin lira olarak ödüyorsun. Borcumuzu da kapatıyoruz. Ama özel bankalarda bir çiftçimiz şu anda yüzde 25’lerle yüzde 26’larla faizli kredi alabiliyorlar. Bir taraftan sicili bozuk olanlar oluyor kredi alamayanlar oluyor. Bütün bunları düşünerekten bir çiftçimize ucuz mazot ucuz gübre ucuz elektrik ucuz girdi maliyetleri karşılamak zorundayız
YENİ TARIM BAKANIMIZ SEKTÖRÜN İÇİNDEN
. Bakan atandı. Tarım Bakanı’mız atandı. Sektörün içinden geliyor. Ziraat profesörü. İnşallah geçmişte yapılan hataları yapmazlar. Eğer iyi bir ekip kurarsa yani arpayla çavdarı seçemeyenlerden değil de arpayla çavdarı seçenlerden, tabandan giden bürokratlar olursa bizim derdimizden anlayan olursa üretim yapılır. Türkiye üretmek için en ideal ülke.
DESTEKLERİN ÜRETİCİYE DEĞİL ÜRÜNE VERİLMESİ LAZIM
Topraklarımız geniş, imkanlarımız var. Örneğin adam limonu Adana’da şimdi 2 liraya bahçede satıyor. Limon markette 6-7 lira. İşte orda limoncuya değer vereceksin portakalcıya değer vereceksin Ege’ye gideceksin üzümcüye değer vereceksin Kayseri’de işte bizim bölgemizde hububat üretene değer vereceksin. Ay çekirdeği üretene pancar üretene değer vereceksin. Bu üretim havza bazlı olursa, desteklemeler havza bazlı yapılırsa daha iyi olur. Özellikle de şunu yeni gelen Sayın Tarım Bakanı’mızdan şöyle bir isteğimiz var. Destekleri üretene vermek lazım. Ürüne vermek lazım. Adam ekmiyor biçmiyor çks yaptırıyor hem mazot desteği alıyor hem de gübre desteği alıyor. Haksız yere bir ödeme yapılıyor. Çks’ye göre değil kesinlikle ürüne destek vermemiz lazım. Üretene destek vermemiz lazım. Zaten bizim vatandaşlarımız kanun çıkmadan kanunları nasıl deleceğini iyi bilirler. Yani biz buna müdahil değiliz. İl müdürlüğü de müdahil değil çünkü beyana göre biz işlem yapıyoruz. İnsanların vicdanı yoksa insanlar haramı helali bilmiyorsa her türlü hileyi yaparlar. Ürüne destek olursak üreten alır bunu sadece çks yaptıran almaz. İnşallah 2022 yılı çiftçimiz için iyi bir yıl olur diyeceğim ama bu gübre fiyatlarıyla bu mazot fiyatlarıyla bana göre çiftçimiz zor üretir. Ama her türlü zorluğa rağmen ekmeye biçmeye devam edeceğiz.
İLİMİZDE TOHUMLUK DESTEKLERİ VERİLİYOR
İşte ilçemiz geçen sene bir 20-30 bin dekar aspir ekmiştik. Bu sene Büyükşehir Belediye’miz ve İl Tarım ve Orman Bakanlığı’mız aspir tohumunu dağıtmak için bir çalışma yapıyorlar. Büyükşehir Belediye’miz nohut tohumluğu dağıttı. Buğday tohumluğu dağıttı. Yani hep beraber olursak belediyeler, Tarım Bakanlığı, Tarım İl Müdürlüğü, Tarım İlçe Müdürlüğü, ziraat odaları hep beraber olursak elimizi taşın altına koyarsak üretim daha kolaylaşır. Ama sadece çiftçi üretsin bizde şurda bakalım derlerse çiftçi bu şartlarda zor üretir. Belediyemiz sağ olsun bu konuda baya bir bize tohumluk desteği veriyor. İlçe belediyelerinde ilçelerine verenler var. Mutlaka da verilmesi lazım. Ekim sezonuna kadar nohut tohumu, aspir tohumu, fasulye tohumu, mercimek tohumu, yem bitkisi tohumu dağıtılacak. Ama insanlara ne kadar düşer yani hepsini tedarik edebilirler mi edemezler mi bilmiyorum. Yani bu işler istişare ile olur.
TARIM BAKANLIĞI SEKTÖRÜN GÖRÜŞÜNÜ ALMALI
Tarım Bakanlığı hiç kimseye danışmadan taşrada bir ziraat odası başkanının görüşünü almadan, bir çiftçinin görüşünü almadan sadece bürokratların lafına göre hareket ederse biz genelgeyi gönderdik çiftçi de buna uysun derse biz başarılı olamayız. Sayın Bakan’ımızdan yeni Bakan’ımızdan istirhamımız şu; her vilayete gitme imkanı var. Herkesle görüşme imkanı var. Bizle istişare ederlerse biz de aklımızın yettiği kadar nasıl üretileceğini söyleriz. Bunu yani ne biliyim şöyle tarlada çalışmayan arazide bu işlerin içinde olmayan üretimin yapıldığını bilmeyen bürokratların bu işlerde çok başarılı olacağını zannetmiyorum. Çünkü adam Ankara’da bürokrat Kayseri’de ne ekildiğini bilmiyor. Yani bizim nasıl zorluk çektiğimizi bilmiyor. Biz zaman zaman onlara söylüyoruz. Şurdan olursa şöyle olur diye. Bürokratın biri bana bir teklifte bulundum. Diyor ki ya işte siz çok destek alıyorsunuz onun için bu uygulamayı yaptık diyor. Ben de dedim çiftçi sana hakkını helal etmez. Sen devletin vergisiyle aylık alıyorsun böyle düşünüyorsan bu çiftçi sana hakkını helal etmez. Zaman zaman tepki de gösteriyoruz ama istişare edersek başarılı oluruz. Yani eğer bir bürokrat gübre 13 lira mazot 20 lira elektrik yüzde 125 artmış Sayın Bakan’ım bu şartlarda çiftçimiz üretemez derse orda başarılı olur. Ama siz bilirsiniz 25 liraya da gübre olur derse 50 liraya da mazot olur fark etmez derse orda üretim durur. Herkes araziden gelen talepleri doğrudan söyleyecek. Bana göre şu anda doğruyu söylemeyen adam en büyük vatana ihanet eden adamdır. Herkes doğruyu söyleyecek. Çünkü gelecek sene üretemezsek ahınan vah kalır. Üretmek zorundaysak herkes doğru bildiğini söyleyecek. Herkes doğru bildiğini bir üstüne söyleyecek. Biz doğru bildiğimizi söylüyoruz. İster bizi dinlesinler isterse dinlemesinler. Biz çiftçini temsilcisiyiz. Çiftçiden gelen talepleri yapıp söylüyoruz. Aynı zamanda da çiftçiyiz. Ben geçen sene 10 ton gübre aldım 30 bin lira vermiştim. Bu sene 10 ton gübre almıştım 92 bin beş yüz lira verdim. Şimdi 10 ton gübre alsam 130 bin lira verecem. Aradaki fark bu. Ona göre çiftçinin kazanacağını kazanmayacağını sayın yetkililerimiz takdir eder. Biz bunu ilimizin vekillerine de söylüyoruz. İlimizde bakanlık yapmış eski bakanlara da iletiyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanı’mıza da iletiyoruz
SULU TARIM PROJELERİMİZ MUTLAKA DESTEKLENMELİ
Mutlaka bir an önce Kayseri’de devam eden sulama projelerimiz var. Özellikle bizim Sarımsaklı Ovası’nda çok şükür projeyi yatırımı aldılar. Yüz bin dönümlük bir araziyi kapalı sistem yatırımı aldılar. Bu proje Dünya Bankası’ndan yapılsın dedik. İnşallah Dünya Bankası’ndan yapılacağı hemen hemen son aşamaya geldi. Eğer Dünya Bankası’ndan yapılırsa bu proje 3 yılda biter. Devlet yükü ile yapılırsa biraz daha uzun sürer. Niye ödeneği az gelir şu olur bu olur. Sulu tarıma açılan yerlerdeki projelerimize mutlaka ödeneklerin daha çok gelmesi lazım. İlimizin vekilleri bu ödenekleri Tarım Bakanlığı’ndan çıkacak ödenekleri iyi takip etmeleri lazım ki bir an önce sulu tarıma geçmemiz lazım. Sulu tarıma geçilen yerlerde biraz daha üretme şansımız iyi kıraç gibi değil. Kuraklıktan etkilenmez. Kilogramını dekar başına fazla alır. Yani bunlar da taleplerimiz. Ben 2022 yılının hayırlı bereketli bir yıl olmasını diliyorum. Dedi.
HABER:BARIŞ ARSLAN
KAMERA:BARIŞ ARSLAN
Abdulkadir Güneş, şöyle devam etti;
ÇİFTÇİMİZİN GİRDİ MALİYETLERİ ÇOK ARTTI
En önemli olan faktörlerden biri de çiftçimizin girdi maliyetleri. Geçen sene üç yüzbin liraya aldığımız üre gübresini şu anda dokuz bin iki yüz liralara düşmüştü. Gene bugün on üç bin beş yüz liralara çıktı. Yani üç bin liralık üre gübresi on üç bin lira oldu. Geçen sene 6 buçuk liraya aldığımız mazotun litresi şu anda 21- 22 lira yani çiftçi 6 buçuk lirayı verirken zorlanmıyordu ama bu gün mazotun litresine 22- 23 lira verirse bu çiftçi nasıl üretecek. Elektrik fiyatları yüzde yüz yirmi beş arttı. Tabi ki elektrik fiyatları sadece konutlarda değil tarımsal sulamada da arttı. Yüzde on Sayın Cumhurbaşkanı’mız tarımsal sulamada KDV indirimi yaptı ama bu yüzde on falan çiftçilere çok yeterli bir destek değil. Biz en azından eğer üreteceksek eğer Türk çiftçi üretecekse, insanların karnını doyuracaksa, ülkemizin dışarıya tarımsal anlamda bir ihtiyacı olmayacaksa, biz ithal etmeyeceksek, bu gübre fiyatlarına, mazot fiyatlarına, elektrik fiyatlarına tarımsal anlamda girdi maliyetlerine, mutlaka bir çözüm bulmamız lazım. Yani Cumhurbaşkanı’mız işte tarımsal seferberlik ilan ediyor. Bizim devletin ön gördüğü destekler ödeniyor. Bu konuda sıkıntı yok ama bu şartlarda bu maliyet artışlarında desteklerin de hiçbir çiftçiye fazla bir katkı sağlamadığını görüyoruz. İşte örneğin biz mazot gübre desteğini 40 lira aldık şimdi ödendi ve hesaplarımıza yattı. Yani 40 lira şu anda 13 lira gübre olursa mazot 20 lira 22 lira olursa bu 40 liranın bizim için bu girdi maliyetlerine fazla bir katkı sağladığını düşünemeyiz. Niye insanlar bugün dönümünde 8 litre mazot kullanıyor. Bir dekara başladığından bitimine kadar 8 litre mazot kullanıyor. 8 litre mazotun maliyeti 160 lira devletin verdiği mazot desteği 20 lira yani 160 liranın 20 lirasını devlet karşılıyor anca. Cumhurbaşkanı’mız tekrardan bir genelge yayınladı 50 lira bir ilave para verecekler. İşte 50 lira da verilirse biraz bize bir can suyu olur.
GIDA ÜRETİMİ SAVUNMA SANAYİİ KADAR ÖNEMLİ
Her zaman şunu diyorum üretim zor. Gıda üretimi dünyada da baya bir sıkıntı yaşanıyor ama Savunma Sanayiİ kadar önemli olduğunu diyebiliriz. Türkiye’deki gıda üretiminin Savunma Sanayi kadar daha önemli hale geldiğini düşünmek lazım. Onun için çiftçilerin üretiminde mutlaka devletimizin yani bu çok aşırı pahalanan gübre fiyatlarına, mazot fiyatlarına elektrik fiyatlarına çiftçiye özel mutlaka bir indirim sağlanması gerekir.
GÜBRE FABRİKALARI DEVLETİN ELİNDE OLMALI
Bu gübre fabrikalarını özelleştirdiler. Gübre fabrikaları tekelleşti devletin elinde olsaydı devlet şimdi bunun yüzde ellisini kendi karşılardı bize verirdi. Ama şu anda gübre fabrikaları kafasına göre indiriyor kafasına göre bindiriyor. Yurtdışından geldiğini de biliyoruz. Pahalı geldiğini de biliyoruz ama çiftçi bunun nerden geldiğini bilmez. Çiftçi ben pahalı alıyorum ben gübre atamıyorum de bunun sonucu da yani 20 kilo atacaksa üst gübresi 10 kilo atar bunun sonucu da verime etki yapar. Kaliteye etki yapar. Rekolte düşer. Türkiye’nin eğer 22 milyon ton buğdaya ihtiyacı varsa eğer 16 milyon ton çıkarsa 6 milyon dışardan gelecek anlamına gelir. Bu 6 milyonu da bedava vermezler bize. Şu anda zaten dışarıdan gelen buğdayın kilogramı 6 buçuk lira 7 liraya geliyor. Bizimki biz 2,8 liraya sattık ürünlerimizi ama şu anda buğday 6-7 lira oldu. Altın oldu buğday. Eğer dışarıdan getirmeyeceksek yerli ve milli çiftçimiz üretecekse mutlaka gübre fiyatlarında, mazot fiyatlarında, elektrik fiyatlarında ve bütün girdilerde bir çeki düzen verilmesi lazım. Biz üretmek istiyoruz şartlar ne olursa olsun. Yani ülkemiz için üretecez kendimiz için üretecez. Yani insanların karnını doyurmak zorundayız.
AYÇİÇEK YAĞINDA TÜKETİCİ FİYATLARI ARTTIRDI
İşte bir tane ayçiçek yağına zam gelecek diye millet birbirini kırdı. Marketlere hücum etti. Halbuki yani o kadara gerek yok. Ben onları kınıyorum. Şiddetle kınıyorum. Kendileri arttırdı. Ayçiçek yağının kilosunun fiyatını tüketiciler arttırdı. Millet gitti 1 tane almadı 5 tane aldı. Marketler de yüz liralık ayçiçek yağını yüz elli lira iki yüz lira yaptılar. Yani buna da gerek yok. Ülkemizde yeteri kadar Ayçiçek yağı vardır olmasa da dışardan gelir üretiriz. Biraz da gıda terörü estirenler var Türkiye’de gıda terörü estirenler var. Bu da ney çiftçinin elinden çıkan malı stok yapıyorlar. Özellikle arpayı, buğdayı, nohudu, mercimeği, fasulyeyi, ayçiçek yağını ucuz alıyorlar pahalı satıyorlar. Çiftçi kazanamıyor arada tefeciler aracılar kazanıyor. Onu da devlet takip etsin. Onları takip etmeye bizim gücümüz yetmez.
ARACILARIN DENETLENMESİ VE ÇÖZÜM GETİRİLMESİ GEREKİR
. Kimin ne kadara aldığını ne kadara sattığını devlet bilir. Ben yedi buçuk liraya nohut sattım muhtahsilim var. Benden aldığı nohudu bir adam yirmi liraya satıyorsa bunu devlet çıkarak. Devlet bunun takibini yapacak. Sayın Cumhurbaşkanı’mıza bundan dolayı baya bir bakanlıklara talimat verdi. Yetki verdi. Ben buna üzülüyorum. Ben yedi buçuk liraya nohut satıyorum, benim vatandaşım 20 liraya nohut alıyor. Benim çiftçim yedi liraya sekiz liraya kuru fasulye satıyor. Vatandaş gidiyor yirmi liraya marketten kuru fasulye alıyor. Benim çiftçim çerezlik ay çekirdeğini 12- 13 liraya kuruyemişçiye satıyor. Kuruyemişçi de bunu 40 liraya satıyor. Yazık günah. Madem biz kazanamıyoruz aracılar kazanıyorsa devletin buna bir çözüm getirmesi gerekir. Çiftçiler bu girdi maliyetlerinin yüksekliğinden muzdarip.
MİLLİ TARIM SEFERBERLİĞİ BAŞLATTIYSAK DEVLET ÇİFTÇİYİ KORUMALI
Yem fiyatları 3 katına çıktı. Geçen yıl 75 lira olan bir yem torba yani hayvan yeminin süt yeminin besi yeminin bir torbası şu anda 250 lira civarlarında. Gerçekten bu şartlarda bu çiftçi bu besici kâr edemez. Kâr edemeyince ne olur ithal getirmek zorunda kalırız. İthal gelen mal bedava gelmiyor. Euro ile dolar ile geliyor. Sonuçta bugün f35 uçak projesini Amerika ile ortak yapmışız bize vermiyor. Paramızla ortak yaptığımız projeyi vermiyor. Yarın etini de vermeyecek sütünü de vermeyecek buğdayını da vermeyecek. O zaman ne olacak burda da üretim olmazsa insanlar sıkıntı yaşar. Eğer üreteceksek eğer hep beraber milli tarım seferberliği başlattıysak devlet çiftçisini koruyacak kollayacak. Gübre gerekirse gübre fabrikası açacak. Zor değil. Yani bu altın madenlerini çalıştıran devlet yani Türkiye’de bu otoyolları yapan bu hastaneleri yapan devlet gübre fabrikalarını da yapar. Yapar yarısını süspanse eder yarısını da çiftçiden alır verir.
UYGUN FAİZLİ KREDİ İMKANIMIZ VAR
. Örneğin işte şimdi Ziraat Bankası devletin, Ziraat Bankası şu anda yüzde 7 ile faiz veriyor çiftçiye yüzde 7 faizle para veriyor. Niye devlet bankası yarısını hazineden karşılıyorlar. Yüzde 14 faizler yarısını hazineden devlet süspanse ediyor yarısını da bizden alıyor. Biz bundan mutluyuz. Mesela tarım kredi devlete bağlı bir çiftçi kuruluşu ama devletin denetiminde. Şu anda sabit fiyat 9 lira ürünümüzü alıyoruz. Hesaplıyorlar sabit fiyat yani 9 lira yüzde 9 para ödüyoruz. Yüz bin liralık alışveriş yaparsan yüz dokuz bin lira olarak ödüyorsun. Borcumuzu da kapatıyoruz. Ama özel bankalarda bir çiftçimiz şu anda yüzde 25’lerle yüzde 26’larla faizli kredi alabiliyorlar. Bir taraftan sicili bozuk olanlar oluyor kredi alamayanlar oluyor. Bütün bunları düşünerekten bir çiftçimize ucuz mazot ucuz gübre ucuz elektrik ucuz girdi maliyetleri karşılamak zorundayız
YENİ TARIM BAKANIMIZ SEKTÖRÜN İÇİNDEN
. Bakan atandı. Tarım Bakanı’mız atandı. Sektörün içinden geliyor. Ziraat profesörü. İnşallah geçmişte yapılan hataları yapmazlar. Eğer iyi bir ekip kurarsa yani arpayla çavdarı seçemeyenlerden değil de arpayla çavdarı seçenlerden, tabandan giden bürokratlar olursa bizim derdimizden anlayan olursa üretim yapılır. Türkiye üretmek için en ideal ülke.
DESTEKLERİN ÜRETİCİYE DEĞİL ÜRÜNE VERİLMESİ LAZIM
Topraklarımız geniş, imkanlarımız var. Örneğin adam limonu Adana’da şimdi 2 liraya bahçede satıyor. Limon markette 6-7 lira. İşte orda limoncuya değer vereceksin portakalcıya değer vereceksin Ege’ye gideceksin üzümcüye değer vereceksin Kayseri’de işte bizim bölgemizde hububat üretene değer vereceksin. Ay çekirdeği üretene pancar üretene değer vereceksin. Bu üretim havza bazlı olursa, desteklemeler havza bazlı yapılırsa daha iyi olur. Özellikle de şunu yeni gelen Sayın Tarım Bakanı’mızdan şöyle bir isteğimiz var. Destekleri üretene vermek lazım. Ürüne vermek lazım. Adam ekmiyor biçmiyor çks yaptırıyor hem mazot desteği alıyor hem de gübre desteği alıyor. Haksız yere bir ödeme yapılıyor. Çks’ye göre değil kesinlikle ürüne destek vermemiz lazım. Üretene destek vermemiz lazım. Zaten bizim vatandaşlarımız kanun çıkmadan kanunları nasıl deleceğini iyi bilirler. Yani biz buna müdahil değiliz. İl müdürlüğü de müdahil değil çünkü beyana göre biz işlem yapıyoruz. İnsanların vicdanı yoksa insanlar haramı helali bilmiyorsa her türlü hileyi yaparlar. Ürüne destek olursak üreten alır bunu sadece çks yaptıran almaz. İnşallah 2022 yılı çiftçimiz için iyi bir yıl olur diyeceğim ama bu gübre fiyatlarıyla bu mazot fiyatlarıyla bana göre çiftçimiz zor üretir. Ama her türlü zorluğa rağmen ekmeye biçmeye devam edeceğiz.
İLİMİZDE TOHUMLUK DESTEKLERİ VERİLİYOR
İşte ilçemiz geçen sene bir 20-30 bin dekar aspir ekmiştik. Bu sene Büyükşehir Belediye’miz ve İl Tarım ve Orman Bakanlığı’mız aspir tohumunu dağıtmak için bir çalışma yapıyorlar. Büyükşehir Belediye’miz nohut tohumluğu dağıttı. Buğday tohumluğu dağıttı. Yani hep beraber olursak belediyeler, Tarım Bakanlığı, Tarım İl Müdürlüğü, Tarım İlçe Müdürlüğü, ziraat odaları hep beraber olursak elimizi taşın altına koyarsak üretim daha kolaylaşır. Ama sadece çiftçi üretsin bizde şurda bakalım derlerse çiftçi bu şartlarda zor üretir. Belediyemiz sağ olsun bu konuda baya bir bize tohumluk desteği veriyor. İlçe belediyelerinde ilçelerine verenler var. Mutlaka da verilmesi lazım. Ekim sezonuna kadar nohut tohumu, aspir tohumu, fasulye tohumu, mercimek tohumu, yem bitkisi tohumu dağıtılacak. Ama insanlara ne kadar düşer yani hepsini tedarik edebilirler mi edemezler mi bilmiyorum. Yani bu işler istişare ile olur.
TARIM BAKANLIĞI SEKTÖRÜN GÖRÜŞÜNÜ ALMALI
Tarım Bakanlığı hiç kimseye danışmadan taşrada bir ziraat odası başkanının görüşünü almadan, bir çiftçinin görüşünü almadan sadece bürokratların lafına göre hareket ederse biz genelgeyi gönderdik çiftçi de buna uysun derse biz başarılı olamayız. Sayın Bakan’ımızdan yeni Bakan’ımızdan istirhamımız şu; her vilayete gitme imkanı var. Herkesle görüşme imkanı var. Bizle istişare ederlerse biz de aklımızın yettiği kadar nasıl üretileceğini söyleriz. Bunu yani ne biliyim şöyle tarlada çalışmayan arazide bu işlerin içinde olmayan üretimin yapıldığını bilmeyen bürokratların bu işlerde çok başarılı olacağını zannetmiyorum. Çünkü adam Ankara’da bürokrat Kayseri’de ne ekildiğini bilmiyor. Yani bizim nasıl zorluk çektiğimizi bilmiyor. Biz zaman zaman onlara söylüyoruz. Şurdan olursa şöyle olur diye. Bürokratın biri bana bir teklifte bulundum. Diyor ki ya işte siz çok destek alıyorsunuz onun için bu uygulamayı yaptık diyor. Ben de dedim çiftçi sana hakkını helal etmez. Sen devletin vergisiyle aylık alıyorsun böyle düşünüyorsan bu çiftçi sana hakkını helal etmez. Zaman zaman tepki de gösteriyoruz ama istişare edersek başarılı oluruz. Yani eğer bir bürokrat gübre 13 lira mazot 20 lira elektrik yüzde 125 artmış Sayın Bakan’ım bu şartlarda çiftçimiz üretemez derse orda başarılı olur. Ama siz bilirsiniz 25 liraya da gübre olur derse 50 liraya da mazot olur fark etmez derse orda üretim durur. Herkes araziden gelen talepleri doğrudan söyleyecek. Bana göre şu anda doğruyu söylemeyen adam en büyük vatana ihanet eden adamdır. Herkes doğruyu söyleyecek. Çünkü gelecek sene üretemezsek ahınan vah kalır. Üretmek zorundaysak herkes doğru bildiğini söyleyecek. Herkes doğru bildiğini bir üstüne söyleyecek. Biz doğru bildiğimizi söylüyoruz. İster bizi dinlesinler isterse dinlemesinler. Biz çiftçini temsilcisiyiz. Çiftçiden gelen talepleri yapıp söylüyoruz. Aynı zamanda da çiftçiyiz. Ben geçen sene 10 ton gübre aldım 30 bin lira vermiştim. Bu sene 10 ton gübre almıştım 92 bin beş yüz lira verdim. Şimdi 10 ton gübre alsam 130 bin lira verecem. Aradaki fark bu. Ona göre çiftçinin kazanacağını kazanmayacağını sayın yetkililerimiz takdir eder. Biz bunu ilimizin vekillerine de söylüyoruz. İlimizde bakanlık yapmış eski bakanlara da iletiyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanı’mıza da iletiyoruz
SULU TARIM PROJELERİMİZ MUTLAKA DESTEKLENMELİ
Mutlaka bir an önce Kayseri’de devam eden sulama projelerimiz var. Özellikle bizim Sarımsaklı Ovası’nda çok şükür projeyi yatırımı aldılar. Yüz bin dönümlük bir araziyi kapalı sistem yatırımı aldılar. Bu proje Dünya Bankası’ndan yapılsın dedik. İnşallah Dünya Bankası’ndan yapılacağı hemen hemen son aşamaya geldi. Eğer Dünya Bankası’ndan yapılırsa bu proje 3 yılda biter. Devlet yükü ile yapılırsa biraz daha uzun sürer. Niye ödeneği az gelir şu olur bu olur. Sulu tarıma açılan yerlerdeki projelerimize mutlaka ödeneklerin daha çok gelmesi lazım. İlimizin vekilleri bu ödenekleri Tarım Bakanlığı’ndan çıkacak ödenekleri iyi takip etmeleri lazım ki bir an önce sulu tarıma geçmemiz lazım. Sulu tarıma geçilen yerlerde biraz daha üretme şansımız iyi kıraç gibi değil. Kuraklıktan etkilenmez. Kilogramını dekar başına fazla alır. Yani bunlar da taleplerimiz. Ben 2022 yılının hayırlı bereketli bir yıl olmasını diliyorum. Dedi.
HABER:BARIŞ ARSLAN
KAMERA:BARIŞ ARSLAN