Akademisyen Gülsüm Arslan da hafızlığını 3 yılda tamamlamış birisi ancak öğrencilerinin 3 aydan daha kısa bir sürede hafız olması için uğraşıyor.Arslan, geliştirdiği proje ile musiki makamları kullanılarak koro halinde ezber yapılması prensibine dayanan metoduyla öğrencilerini 75 günde hafız yapmayı hedefliyor.Kıraat eğitimini projenin de danışmanları arasında yer alan Dr. Fatih Çollak'da tamamlayan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) İslami İlimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Gülsüm Arslan, 30 yaşında gittiği bir davette dinlediği Kur'an-ı Kerim'den etkilenmesinin üzerine hafız olmaya karar verdi.Arslan, mevcut yöntemlerle hafızlığını 3 yılda tamamlamasının üzerine, yüksek lisans tez konusu olan "Hafızlık Projesi"ni geliştirdi.
Gülsüm Arslan, yüksek lisans tezi olarak yazdığı proje kapsamında 3 yıl önce İstanbul Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde, Haseki Abdurrahman Gürses Eğitim Merkezi Müdürü Osman Egin'in koordinatörlüğünde gerçekleştiren uygulamada öğrencilerin koro halindeki ezberlerinin daha kısa sürede ve kalıcı olarak yapıldığını fark etti.Arslan, bir yılda bitirilen uygulamanın ardından çalışmayı bir yaz kampı kapsamında tamamlamayı hedefleyen yeni bir modellemeyle güncelledi.Bu kapsamda İZÜ'de yönetimin destekleriyle haziranda 35 öğrencinin katılımıyla başlayan çalışma modeliyle günlük yaklaşık 10 sayfa ezber yapılabiliyor.
"Hangi bölümden olursa olsun beyinlerini ortak meleke halinde çalıştırdık. Yani beyin yönetimi bizim elimizde. Ortak bir ağız, ortak bir meleke, ortak bir hız kazandırıp, Tashih-i Huruf, tecvitlerine dikkat ederek ezberimizi yaptırıyoruz. Önce biraz makam dersi verdik. Ritimli olduğunda öğrenciler sıkılmıyor. Daha kolay ve daha kalıcı ezber. Yani tamamen işitsel gibi. Görsel de etkili ama işitsel daha çok. hafızlık yapan bir birey sesli olarak ezber yapar ki kulağından yardım alsın. Ama biz burada 35, bir de ben 36 kişinin sesi, yüksek voltajda beyne elektrik verilmiş gibi oluyor. Bilinçaltını uyarıyor. Yani çok uyaran ses olduğu için ezber daha kalıcı, sınıf ortamında, benim kontrolümde olduğu için hata yapma şansları da yok. Yani elhamdülillah bu sistemin özellikle ilahiyatlarda tutacağını düşünüyorum. Çünkü işin içine meali de kattık. İki sene önce yaptığımız projeyi, yöntem olarak aynı olsa da uygulamada format olarak tamamen değiştirip, geliştirdik. Bu modeli farklı farklı modellemelerle de geliştirmeyi düşünüyorum."Gülsüm Arslan, işin zor kısmının sınıfta yapıldığını, sistem içerisine mealin de katılmasıyla öğrencilerin Kur'an-ı Kerim ile duygusal, manevi bağlarını koruyabildiğini ifade etti.Öğrencilerin yaşlarının 20 üstünde olduğunu dile getiren Arslan, "Hep hafızlık küçük yaşlarda yapılır denirdi. Ben 30 yaşında hafızlık yapmış birisi olarak bunun yapılabileceğine inanıyorum." dedi.
Gülsüm Arslan, yüksek lisans tezi olarak yazdığı proje kapsamında 3 yıl önce İstanbul Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde, Haseki Abdurrahman Gürses Eğitim Merkezi Müdürü Osman Egin'in koordinatörlüğünde gerçekleştiren uygulamada öğrencilerin koro halindeki ezberlerinin daha kısa sürede ve kalıcı olarak yapıldığını fark etti.Arslan, bir yılda bitirilen uygulamanın ardından çalışmayı bir yaz kampı kapsamında tamamlamayı hedefleyen yeni bir modellemeyle güncelledi.Bu kapsamda İZÜ'de yönetimin destekleriyle haziranda 35 öğrencinin katılımıyla başlayan çalışma modeliyle günlük yaklaşık 10 sayfa ezber yapılabiliyor.
"Bu projeyi hafızlıklarını 75 günde bitirmek üzere başladık"
Projeye ilişkin sorularını yanıtlayan Arslan, projenin ilk kez denendiğini belirterek, şu bilgileri verdi:"Bir günde 10 sayfa ezber yapıyoruz. Yani bireysel ezberde iki saatte bir sayfa ezber yapılabilirken, projeye ilk başladığımızda bir sayfa ezberimiz 45 dakika sürerken, şu anda 25 dakikaya düştü. Zihin açılıyor. Hafızlıklarını 75 günde bitirmek üzere başladık bu projeye. Üçte ikisi bitti, üçte biri kaldı. Yani Kur'an-ı Kerim'i 10 cüz olarak üçe ayırdık. Birinci 10 cüzü elimize aldık, her cüzün birinci sayfasından başladık ezbere. Sonra ikinci gün, ikinci 10 sayfaları ezberlerken ilk günkü ezberlenen o 10 sayfanın da has dediğimiz kuvvetlendirme işlemini yaptık. Tekrarlı metotlarla periyodik aralıklarla tekrarlarla uzun süreli belleği atarak hafızlığımıza devam ediyoruz."Hafız adaylarının dört Arapça öğretmenliğinden, bir işletme fakültesinden, bir imam hatip lisesinden olmak üzere 35 kişiden oluştuğunu dile getiren Arslan, şöyle devam etti:"Hangi bölümden olursa olsun beyinlerini ortak meleke halinde çalıştırdık. Yani beyin yönetimi bizim elimizde. Ortak bir ağız, ortak bir meleke, ortak bir hız kazandırıp, Tashih-i Huruf, tecvitlerine dikkat ederek ezberimizi yaptırıyoruz. Önce biraz makam dersi verdik. Ritimli olduğunda öğrenciler sıkılmıyor. Daha kolay ve daha kalıcı ezber. Yani tamamen işitsel gibi. Görsel de etkili ama işitsel daha çok. hafızlık yapan bir birey sesli olarak ezber yapar ki kulağından yardım alsın. Ama biz burada 35, bir de ben 36 kişinin sesi, yüksek voltajda beyne elektrik verilmiş gibi oluyor. Bilinçaltını uyarıyor. Yani çok uyaran ses olduğu için ezber daha kalıcı, sınıf ortamında, benim kontrolümde olduğu için hata yapma şansları da yok. Yani elhamdülillah bu sistemin özellikle ilahiyatlarda tutacağını düşünüyorum. Çünkü işin içine meali de kattık. İki sene önce yaptığımız projeyi, yöntem olarak aynı olsa da uygulamada format olarak tamamen değiştirip, geliştirdik. Bu modeli farklı farklı modellemelerle de geliştirmeyi düşünüyorum."Gülsüm Arslan, işin zor kısmının sınıfta yapıldığını, sistem içerisine mealin de katılmasıyla öğrencilerin Kur'an-ı Kerim ile duygusal, manevi bağlarını koruyabildiğini ifade etti.Öğrencilerin yaşlarının 20 üstünde olduğunu dile getiren Arslan, "Hep hafızlık küçük yaşlarda yapılır denirdi. Ben 30 yaşında hafızlık yapmış birisi olarak bunun yapılabileceğine inanıyorum." dedi.