Salih Yener, ağabeyinin şehadetiyle ilgili duygu ve düşüncelerini AA muhabiriyle paylaştı.Ağabeyi Salih Yener'den olay gününden iki gün önce mektup aldıklarını kaydeden Yener, bu mektupta ve o dönemde ağabeyinin herhangi bir tehdit almadığını, işlerinin yolunda gittiğini söylediğini aktardı.Yener, "Babam Sabri Yener Dışişleri Bakanlığında çalışıyordu. Babam haberi alır almaz orada bayılıyor. Ağabeyimin vefat haberini aldık. Öğrendiğimize göre göreve gidiyor, görev dönüşü pusu kuruluyor. Ağabeyimi ve Büyükelçi İsmail Erez'i hain bir pusu ile katlediyorlar. Ermeni ASALA terör örgütü olduğu söylendi. Ağabeyim yeni gitmişti, aynı zamanda 7 aylık evliydi. Cenazesi Türkiye'ye getirildi." dedi.
Olayın kendilerini derinden sarstığını dile getiren Yener, ağabeyinin şehit edildiğinde 24 yaşında olduğunu söyledi.Yener, çocuk yaşta olduğu için ağabeyiyle ilgili çok az şey hatırladığını belirterek ağabeyinin kültürlü ve kendini geliştiren biri olduğunu ifade etti.Olaydan iki gün önce terör örgütü üyelerinin, Türkiye'nin Viyana Büyükelçi Daniş Tunalıgil'i çalışma masası başında şehit ettiğini hatırlatan Yener, "Bu olaydan sonra ağabeyimi ve büyükelçiyi katlettiler. Zaten olaylar yeni başlamıştı." diye konuştu.Yener, "Şehadetinden sonra devletimiz gerekeni yaptı. Devletimize güveniyoruz, devletimiz uluslararası çerçevede ne gerekiyorsa yapmıştır. Biz herhangi bir dava açmadık. Katillerinin akıbetiyle ilgili bilgi gelmedi sadece Ermeni terör örgütü ASALA tarafından yapıldığı söylendi. Görev dönüşü pusu kurulmuş." ifadelerini kullandı.
1980'li yıllarda ise Ermeni teröristlerin saldırıları hızla artış gösterdi. Teröristler, bu dönemde Atina Büyükelçiliği İdari Ataşesi Galip Özmen ve kızı Neslihan Özmen (1980), Sydney Başkonsolosu Şarık Arıyak (1980), Sydney Başkonsolosluğu Güvenlik Ataşesi Engin Sever (1980), Paris Çalışma Ataşesi Reşat Moralı (1981), Paris din görevlisi Tecelli Arı (1981), Cenevre Başkonsolosluğu Sözleşmeli Sekreteri Mehmet Savaş Yergüz (1981), Paris Başkonsolosluğu Güvenlik Ataşesi Cemal Özen (1981), Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan (1982), Boston Fahri Başkonsolosu Orhan Gündüz (1982), Lizbon Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut Akbay ve eşi Nadide Akbay(1982), Ottawa Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Hava Kurmay Albay Attila Altıkat (1982), Burgaz Başkonsolosluğu İdari Ataşesi Bora Süelkan (1982), Belgrad Büyükelçisi Galip Balkar (1983), Brüksel Büyükelçiliği İdari Ataşesi Dursun Aksoy (1983), Lizbon Büyükelçiliği Maslahatgüzarının eşi Yurtsev Mıhçıoğlu (1983), Tahran Büyükelçiliği Sekreterinin eşi Işık Yönder (1984), Viyana Büyükelçiliği Çalışma Müşaviri Vekili Erdoğan Özen (1984), Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Uluslararası Memur Direktör Yardımcısı Enver Ergun'u (1984) şehit etti."Şehit Diplomatlarımız" adlı kitabın yazarı emekli Büyükelçi Dr. Bilal N. Şimşir, bu dönemi şöyle anlatıyor:"1970'li ve 1980'li yıllarda uçaklar, dünyanın dört bucağından Türkiye'ye şehit diplomat cenazeleri taşıyıp durdular. Yurt dışına bavulla giden Türk diplomatları tabutlar içinde döndüler. Onlar, bizim meslektaşlarımızdı. O tabutların içinde biz de olabilirdik. Onlar da bugün yaşıyor olabilirlerdi."
Olayın kendilerini derinden sarstığını dile getiren Yener, ağabeyinin şehit edildiğinde 24 yaşında olduğunu söyledi.Yener, çocuk yaşta olduğu için ağabeyiyle ilgili çok az şey hatırladığını belirterek ağabeyinin kültürlü ve kendini geliştiren biri olduğunu ifade etti.Olaydan iki gün önce terör örgütü üyelerinin, Türkiye'nin Viyana Büyükelçi Daniş Tunalıgil'i çalışma masası başında şehit ettiğini hatırlatan Yener, "Bu olaydan sonra ağabeyimi ve büyükelçiyi katlettiler. Zaten olaylar yeni başlamıştı." diye konuştu.Yener, "Şehadetinden sonra devletimiz gerekeni yaptı. Devletimize güveniyoruz, devletimiz uluslararası çerçevede ne gerekiyorsa yapmıştır. Biz herhangi bir dava açmadık. Katillerinin akıbetiyle ilgili bilgi gelmedi sadece Ermeni terör örgütü ASALA tarafından yapıldığı söylendi. Görev dönüşü pusu kurulmuş." ifadelerini kullandı.
"Acısı hala taze"
Ailecek ağabeyinin mezarını sürekli ziyaret ettiklerini kaydeden Yener, "Acısı hala taze. Hala ben çocuk kalbimle aynı acıyı yaşıyorum, çocuklarıma da hissettiriyorum. Yılmadık, bazı kardeşlerim aynı göreve talip oldu. Biz acısını taze tutuyoruz. Bir ağabeyimin oğluna Talip adını verdik, adını yaşatıyoruz. Diğer kardeşimin oğluna İsmail adını verdik, büyükelçimizin adını da yaşatıyoruz. Biz böyle bir geleneğe sahibiz. Bu tür katliamlarla bir şey elde edemeyeceklerini düşünüyoruz." dedi.Ermeni terörü 31 diplomat ve aile mensubunu katletti
AA muhabirinin farklı kaynaklardan derlediği bilgilere göre, Ermeni terörü 31 diplomat ve aile mensubunu katletti.Esasen Osmanlı İmparatorluğu döneminde yabancı devletlerin kışkırtmalarıyla ayrılıkçı hareketi kanlı ve saldırgan bir şekilde başlatan Ermeni örgütler, 1973'te Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir'i Santa Barbara’da şehit ederek yeni bir dönem başlattı.ASALA ve JCAG diplomatları hedef haline getirdi
Dünya Kiliseler Konseyinin Beyrut bürosuna 20 Ocak 1975'te yaptığı bombalı saldırıyla adını duyuran Ermeni terör örgütleri Ermenistan'ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu (ASALA) ve 1975'te Beyrut'ta Taşnaklar tarafından kurulan Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları (JCAG), birçok diplomat ve yakınını şehit etti.Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliğini 22 Ekim 1975'te basan terör örgütü üyeleri, Büyükelçi Daniş Tunalıgil'i çalışma masası başında şehit etti. Bu cinayetten iki gün sonra Ermeniler, Paris Büyükelçisi İsmail Erez'i ve şoförü Talip Yener'i makam otomobili içinde kurşun yağmuruna tuttu.Bu büyük kayıpların ardından Ermeni terör örgütlerinin saldırıları 1970'li yıllarda diplomatları ve yakınlarını hedef almaya devam etti. Beyrut Büyükelçiliği Başkatibi Oktar Cirit (1976), Vatikan Büyükelçisi Taha Carım (1977), Madrid Büyükelçisi Zeki Kuneralp'in eşi Necla Kuneralp (1978), emekli Büyükelçi Beşir Balcıoğlu (Madrid/1978), Lahey Büyükelçisi Özdemir Benler'in oğlu Ahmet Benler (1979), Paris Turizm Müşaviri Yılmaz Çolpan (1979) Ermeni terörünün kurbanları oldu.1980'li yıllarda ise Ermeni teröristlerin saldırıları hızla artış gösterdi. Teröristler, bu dönemde Atina Büyükelçiliği İdari Ataşesi Galip Özmen ve kızı Neslihan Özmen (1980), Sydney Başkonsolosu Şarık Arıyak (1980), Sydney Başkonsolosluğu Güvenlik Ataşesi Engin Sever (1980), Paris Çalışma Ataşesi Reşat Moralı (1981), Paris din görevlisi Tecelli Arı (1981), Cenevre Başkonsolosluğu Sözleşmeli Sekreteri Mehmet Savaş Yergüz (1981), Paris Başkonsolosluğu Güvenlik Ataşesi Cemal Özen (1981), Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan (1982), Boston Fahri Başkonsolosu Orhan Gündüz (1982), Lizbon Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut Akbay ve eşi Nadide Akbay(1982), Ottawa Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Hava Kurmay Albay Attila Altıkat (1982), Burgaz Başkonsolosluğu İdari Ataşesi Bora Süelkan (1982), Belgrad Büyükelçisi Galip Balkar (1983), Brüksel Büyükelçiliği İdari Ataşesi Dursun Aksoy (1983), Lizbon Büyükelçiliği Maslahatgüzarının eşi Yurtsev Mıhçıoğlu (1983), Tahran Büyükelçiliği Sekreterinin eşi Işık Yönder (1984), Viyana Büyükelçiliği Çalışma Müşaviri Vekili Erdoğan Özen (1984), Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Uluslararası Memur Direktör Yardımcısı Enver Ergun'u (1984) şehit etti."Şehit Diplomatlarımız" adlı kitabın yazarı emekli Büyükelçi Dr. Bilal N. Şimşir, bu dönemi şöyle anlatıyor:"1970'li ve 1980'li yıllarda uçaklar, dünyanın dört bucağından Türkiye'ye şehit diplomat cenazeleri taşıyıp durdular. Yurt dışına bavulla giden Türk diplomatları tabutlar içinde döndüler. Onlar, bizim meslektaşlarımızdı. O tabutların içinde biz de olabilirdik. Onlar da bugün yaşıyor olabilirlerdi."