GÖK KUBBEDE HOŞ BİR SEDA BIRAKANLARDAN
HACI AHMET YALÇIN (1915-1987)
EDEP VE SADAKAT TİMSALİ İDİ
SOHBETLERİNE TAŞ GİBİ OTURAN PAMUK GİBİ KALKARDI
Tombak Köyünden Çanakkale harbine katılarak Şehit olan İbrahim Efendinin Oğlu Hacı Ahmet Yalçın, 1915 yılında Tombak Köyünde dünyaya geldi. 72 yaşında 1987 yılında vefat etti. İyi derecede Osmanlıca bilirdi.
Albay olan Dayısı Hasan Basri Efendi yeğeni Ahmet Yalçın’a orta mektep tahsilini tamamladıktan sonra köy dışında bazı iş teklifleri yapmışsa da o Çiftçilik yaparak elinin emeği ile geçimini sürdürmeye çalışacağını belirterek. Çiftçilik yapmaya başladı. Çifti Öküzle sürerdi. Bir çift Öküzü ve ve 2-3 adet de büyükbaş hayvanı vardı. Babadan kalma tarlalarını eker, sürer ve tarım ile ilgilenirdi. 1938-1940 Askerlik dönüşü Yukarı Tombak Köyünde Muhtarlık görevi de yapmıştır. 1964 yılında karayolu kapalı olduğu için Hacca Gemi ile gidenlerden olmuş.
1980 li yıllarda Konya’dan Vaiz Timurtaş Hoca efendi arkadaşları ile birlikte Hacı Ahmet Yalçın’ı ziyaret gelir ve ayrılırken yanındakilere; Bizlerin Vaiz ve nasihatları biraz daha yüzeysel oluyor. Ama Hacı Ahmet Efendinin sohbeti Bir Annenin çocuğuna verdiği sütün direk kana karıştığı gibi sohbetleri direk kalbe tesir ediyor dedi.
Köy halkının izlenimlerinden; Yalnız başına yaşayan ve en soğuk kış gecelerinde bile sokaklarda yaşayan İncesu Köyünden Emin Amca, Ahmet Amcanın evine gider ve orada misafir olurdu. Köydeki düğün ve cenazelerin hepsine iştirak eder acı ve tatlı günlerinde köy halkının hep yanında olurdu. Evine bir şey getiren çocukları hiç boş göndermezdi. Onlara Şeker ya da yumurta vererek onları sevindirdiği için çocuklar hep Ahmet Amca gile gitmeyi severlerdi.
Torunları Halil Ergen ve İstanbul Tombak Derneği tarafından Mezarlık bölgesinde ağaçlandırma yapıldı. 2015 yılında Tombak mahallesindeki evinin bulunduğu sokağa Hacı Ahmet Efendi sokağı ismi verildi.
SÖZLERİNDE SADAKAT TİMSALİ İDİ
*Bir gün Tarla satacak oldu. Müşteri olan şahıs parayı tam denkleyemedi. Denklemeye gittiğinde başka birisi daha fazla fiyat vermesine rağmen pazarlığı bozmadı ve o pazarlık ettiği şahsa tarlasını ucuz fiyata sattı.
*Bir gün tarla komşusu ile tarla sınırı(kelisi) konusunda münakaşa olmaya başlayınca hiç münakaşaya girmeden pekiyi sizin dediğiniz gibi olsun diyerek oradan ayrıldı. Hiç münakaşaya girmezdi. Cedelleşmeyi hiç sevmezdi. Yanında bulunan Müsellim Bozbeşparmak’a yönelerek Bir saat Adliye kapısında beklemektense Bir tarlam gitsin demiştir.
HAYVAN HAKLARINA SAYGIDA ÖRNEK
Pazara eşeği ile gelir haftalık alışverişini yapar. Eşek yüklü olunca eşeğe binmez yürüyerek köye kadar giderdi. Trem camisi yanında Dayısının bir evi vardı zaman zaman orada kalırdı. Sokakta bir şey yemezdi.
1984 yılında Köydeki yakını olan gençlerden bir kaçını tarladaki orak ile biçilen ekin destelerini toplamaları için tarlaya gönderir. Kendisi de biraz sonra tarlaya varır. Tırmık ile iyice uğraşarak destelerin toplandığını görünce “Evladım hayvanatın da hakları var onların hakkını da bırakın” derdi.
EDEP TİMSALİ İDİ
Çarşı pazara ihtiyacı olduğunda çıkar ve ihtiyacını giderip hemen köye dönerdi. Çarşı pazarda gezerken kulağındaki pamukları görenler kulak rahatsızlığı var zannnederdi ama aslında o Çarşı pazardaki dedi koduları duymamak için kulaklarını pamukla tıkardı.
MİSAFİRİ ÇOK SEVERDİ
Sofrası hemen hemen misafirsiz olmazdı. Misafirle yemek yemeyi severdi.
TAVSİYELERİNDEN
Kalp vücudun anasıdır derdi. O nederse Dil onu konuşur derdi.
Bir gün yanında rahmetli Şaban Uyar ile bağda çalışırken yan tarafta çalışan Hüseyin Polat ve Müsellim Bozpeşparmak’ı görür ve yanlarına giderek onlara yardım ederken -Oğlum bir araya gelip oturduğunuz zaman radyonun ibresini iyi ayarlayın İbreyi Rusya’ya çevirirsen Rusça çalar. Mekke’ye çevirirsen Kabe’den çalar demiştir.
-Evladım Köyün Çobanı ve Bekçisinin işlerine fazla karışmayın onların işlerini yapmasını kolaylaştırın derdi.
-Teheccüt namazına kalkmayı herkese tavsiye eder ve Horozlar öterken Gece namazına kalkalım. Kalkınca mümkünse lambalarımızı yakmayalım. Gece ibadeti için kalktığımızı kimse görmesin derdi.
-Kalp evinize Yalanı, Haramı ve Koğu’yu bastırmayın derdi.
-Bulunduğu mecliste koğu ve gıybet edilmesine müsaade etmezdi.
-İyilerin Yüzüne bakmak kalp perdesini açar, içine nur saçar.
-Bir göz var gözünüzü kör eder. Bir göz var iç gözünüzü de açar. Hain gözlerden kendinizi sakının
-Ahirete göç, bir odadan diğer bir odaya geçiş gibidir. Asıl vatanımız Ahiret yurdudur. Biz buraya ticaret yapmaya, çalışmaya, kar’a geldik. Sermaye kazanıp Ahirete götürmeye geldik.
*İçi düzelmeyenin yüzü düzelmez. Saatin içi bozuk olursa dışını süslemekle saat düzelmez.
* Dünya kadar malı olan Karun, Kimya ilmini öğrendiğini belirterek ilim öğrenmeye teşvik ederdi
Kaynak Kişiler: Torunu Halil Ergen, Hasan Basri Yalçın, Damadı Abdullah Aslan, Komşuları, Müsellim Bozbeşparmak, Enver Bozbeşparmak
Nezir Ötegen